- küçük et parçası
- çênî
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
cıngı — küçük ateş parçası … Beypazari ağzindan sözcükler
gıymık — küçük tahta parçası … Beypazari ağzindan sözcükler
CÜZEYRE — Küçük ada, adacık. Etrafı su ile çevrili küçük kara parçası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HASÂT — Küçük taş parçası. Çakıl. * Tıb: Sidik yolunda taş peyda olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
pul — is., Far. pūl 1) Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi. F. R. Atay 2) Bazı giysilerde süs olarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
CÜZ-İ LÂYETECEZZÂ — Bir daha bölünmeyen en küçük parça. En küçük cisim parçası. Tecezzisi kabil olmayan. Atom. Yani parçalansa, maddîlikten çıkıp kanun u İlâhî ile bir nevi kuvvete inkılâb eder … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUMRE — (C.: Humur) Küçük seccade. * Namaz kılacak yer. * Küçük hasır parçası. * Güzelleşmek için kadınların yüzlerine sürdükleri şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ada — is., coğ. 1) Deniz veya göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire İnziva yerim bazen limanda bir şileptir, bazen bir ada. R. H. Karay 2) Trafiğe açık bir yol üzerinde sola dönüşleri sağlayan, sağ tarafta veya yol ortasında yer alan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
etçik — is., ği Küçük et parçası Birleşik Sözler göz etçiği … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıvılcım — is. 1) Yanmakta olan bir maddeden sıçrayan küçük ateş parçası, alev, çakım, çakın, çıngı, şerare 2) Demir, taş vb. maddelerin güçlü çarpışmasından sıçrayan ateş durumundaki parçacıkları 3) mec. Harekete geçiren etken Beyninde çakan şimşeğin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köz — is. Küçük kor parçası … Çağatay Osmanlı Sözlük